Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası 3 Nisan 2015 (bugün) saat 20.30’den itibaren Ercan Havalimanı iniş ve kalkış trafiklerine hizmet veren “Kule” ve “Yaklaşma” birimlerinde 6 saat süreyle grevdedir. CTPBG-DPUG Hükümeti kendi imzaladıkları protokola sadık kalmamış ve Konrolörlerle dalga geçilmişdir. Yalan protokollere imza atan, yapmayacakları vaatlerle iktidara gelip çalışanla dalga geçen emek düşmanı bir Hükümet’e bundan böyle hiçbir fedakarlık ve tolerans gösterilmeyecek, Hükümet’in tavırlarına yakışan şekilde grev ve eylemlerle cevap verilecektir. Grev esnasında üyelerimize baskı, tehdit veya grevi yasadışı olarak engelleme için herhangi bir girişim yapılması halinde K.K.T.C. Hava Sahasının tamamını kapatacağımızı ve grevi 24 saate çekeceğimizi bildiririz.
Kategori arşivi: Duyuru
Hükümet ile ipler koptu!
Sendikaların yaptıkları eylemleri beğenmeyen ve her eylemde sendikamızı sorunların çözümü için masaya çağıran K.K.T.C. Başbakanı Özkan YORGANCIOĞLU’nun “diyalog masasına gelin” söylemleri aynen beklendiği üzere boş çıkmıştır. Hükümet, sırf grevlerden kurtulmak için gerçekleştirmeyeceği vaatlerin altına imza atarak sadeceye günü kurtarmayı becerebilmiştir. CTP-BG-DP-UG Hükümetinin Bakanların’ın ne kendi imzalarını taktıkları vardır, ne de Hükümetin bu protokolleri uygulama niyeti vardır. İmzalan Protokol 1 Nisan 2015 Tarihinden itibaren Hükümet tarafından ihlal edilmiştir. KENDİ İMZASININ ARKASINDA DURMAYAN BİR HÜKÜMET’e bundan sonra neden niçin güvenelim? “Diyalog Masası” adı altında katıldığımız toplantıların aslında yalandan ibaret olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. CTP-BG-DP-UG Hükümeti ile bundan böyle hiç bir uzlaşı noktamız yoktur. Ercan’da yapılacak olan tüm grev ve eylemlerden imzasına sahip çıkmayan ve yalan yere bizlere protokol imzalatan Hükümet sorumludur.
T-T üzerindeki otorite eksikliği
Ercan Havaalanı yaklaşık iki yıl önce dönemin hükümeti UBP tarafından kapalı kapılar ardında yapılan şartnameler ve sözleşmeler ile özelleştirilmiştir. Geçmiş dönemin Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hamza Ersan Saner, Başbakan’ı İrsen Küçük ve Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın Ercan’ı özelleştirmekle halkın uluslararası nitelikte bir havalimanına sahip olacağını ve devletin mali gelirlerinin artacağını abartılı ve kurgulu, üç boyutlu proje görüntülerini de kullanarak üç kuruşluk ihale bedeli ile objektiflere poz verdiklerini dün gibi hatırlamaktayız. Şimdiki CTP-BG – DP-UG hükümetinin de seçim öncesi Ercan’ın özelleştirilmesi hakkındaki “yaldızlı politikalarını ve vaatlerini” unutmuş değiliz. Bugün geldiğimiz noktada özelleştirme adı altında halka atılan kazık kendini göstermeye başlamıştır. İhaleyi kazanan T&T Havalimanı İşletmeciliği Şirketi’nin kendi arasında düştüğü çelişki ve anlaşmazlık sonucu, şirket paydaşlarından Terminal Yapı’nın 30/03/2015 tarihinde yaptığı açıklama endişe vericidir;
Terminal Yapı’nın ciddi iddiaları var. Eğer şirketin yönetim ve idaresi tamamen %80’lik Havaalanı konusunda deneyimsiz kısımda ise bu durum istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Uluslararası kuruluşlarla ilişkileri ve bağımlılıkları olan ve son derece hassas bir iş olan havaalanı, işletmeyi ve inşaatı yapan şirketin (T&T Havalimanı İşletmeciliği İnşaat San. ve Tic. Şti. Ltd.) tecrübesiz ellerde yönetilmesi durumunda aşağıdaki örnek verilen durumlar vuku bulabilir; işveren olarak devletin gelir kayıplarına uğramasına, işletmenin zafiyete düşmesine, havacılık şirketlerinin haksız rekabete uğramasına, uluslararası havaalanı yapım ve işletme kurallarını (ICAO, IATA vs.) uygulayamama veya aykırı davranma sonucu Türk havayolu şirketlerinin bile Kuzey Kıbrıs’a uçmamasına, hatalı proje, inşaat ve işletme problemlerine, insan, bilgi ve mal kaçakçılığına, terörist saldırılara göz yumulması, kazaya sebebiyet verme, kazaya müdahale edememek, tedbirsizlik, acil durumların yönetilememesi, ekipmanların kurallara göre işletilmemesinden dolayı uçaklara, mallara, bagajların zarara uğratılmasına patlayıcı kontrol ekipmanlarının düzgün kullanılmaması bilgi kaçırılması, saklanması vergi kaçakçılığı ve benzeri geri dönülemeyecek zarar ziyana ve felaketlere; Ercan Havalimanı’nın kötü bir ün yapmasına yol açabilir.
Devletimizin tek hava ulaşım kapısı olan Ercan Havalimanı ile ilgili bu vahim durum akıllara şu soruları getirmektedir;
1- Yapılacak havalimanı ve binalar ile ilgili proje, devlet tarafına iki yıldan sonra yeni mi teslim edildi? Eğer öyle ise ihale verilirken olmayan proje ya da sahte projeler üzerinden mi kararlar verildi?
2- İki yıldır T&T şirketi sözleşme gereği ödemesi gereken KDV’yi devlete ödedi mi? Eğer ödemediyse T&T’nin halktan aldığı vergiler şirketin yanına mı kalıyor?
3- Ercan Havalimanı iddia edildiği gibi özelleştirildiği günden günümüze şartnamenin gerektirdiği yeterlilikten ve deneyimden yoksun mu idare edilmiştir? Hükümet’inizin bu idare şeklinden haberi var mı? Destekliyor mu? Yoksa görmezden mi geliyor?
4- Sn. Özkan YORGANCIOĞLU ve Sn. Serdar DENKTAŞ, bu memlekette olan biten usulsüzlüklere ve yolsuzluklara müdahale edemeyecekseniz neden hükümettesiniz?
İki yıldır Ercan’a yatırımların başlamaması, artan bilet fiyatları, T&T üzerindeki otorite eksikliği ve gelinen karmaşık durum bir kez daha K.K.T.C gibi güçsüz ve denetimsiz bir devlette özelleştirmenin zararlarını gözler önüne sermiştir. Ercan’ın özelleştirilmesindeki ilk sorumlu olan UBP ve mevcut durumun bugünlere kadar gelmesinde gösterdiği sorumsuzluktan dolayı CTP-BG – DP-UG hükümeti halka izahat borçludur.
K.K.T.C BAŞBAKANI Sn. Özkan YORGANCIOĞLU’na Açık Mektup
Sn Özkan YORGANCIOĞLU
K.K.T.C BAŞBAKANI,
Geçmiş yıl içerisinde şahsınızın bir eylem öncesi telefonla arayarak söz vermesi üzerine bir ilerleme kaydedileceğini umduğumuz Sivil Havacılık Dairesi’ndeki sorunlar (Kontrolörlerin havacılık tazminatları, Kamu Yasası ve SHD Teşkilat Yasasındaki değişiklikler, tayin ve terfiler ayrıca personel alımı) ile ilgili girişimlerimiz, doğru düzgün bir muhattap bulamadan, toplantı taleplerimiz ise tarafınızdan ve ortağınız olan Başbakan Yard. Sn. Serdar DENKTAŞ’tan herhangi bir cevap verilmeden reddedilmiştir. Görüştüğümüz “yetkisiz yetkililer” de sürekli ne kadar haklı olduğumuzu ancak onlarında ellerinden birşey gelmediğini anlatmaktadırlar.
2014 yılı içerisinde açıkladığımız eylemlerde bizlere bu işlerin böyle çözülemeyceğini tembihleyerek “diyalog masasını” göstermiştiniz. Bizlerde sözünüzü dinleyerek masaya oturduk ve Hükümetinizin uygularken zorlanmayacağı bir “Protokol” imzaladık. Ekte de göndermiş olduğumuz protokolde de belirtildiği gibi Hükümetiniz adına ilgili bakanlarla (Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Sn.Hasan TAÇOY ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sn.Aziz GÜRPINAR) 14 Aralık 2014 tarihinde uzlaşıya vararak Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası, Ercan Havalimanı’nda uygulayacağı grevi kaldırmıştır.
Sendikamız bu protokolu karşılıklı iki taraf arasında imzalanan bir anlaşma olarak değerlendirerek, Hükümet’ten protokolu uygulamasını beklemekteydi yada normal ülkelerde bu şekilde olduğundan bizde de böyle olacağı gafletine düştük. 20 Mart 2015 Cuma günü Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nda yapılan teknik komitede, Protokolde de öngörüldüğü üzere Sivil Havacılık Dairesi’ndeki vardiya usulü ile çalışan personele vardiya tahsisatı ödenmesi gündeme gelmiş fakat ilgili madde Maliye Bakanlığı yetkilileri tarafından reddedilmiştir. Hükümetiniz adına iki Bakanı tarafından imzalanan protokole Maliye Bakanlığı karşı çıkmıştır. Bu noktada size şunuları sormak istiyoruz;
- “K.K.T.C’de Maliye Bakanlığı Hükümetten bağımsız mıdır?” Eğer değilse,
- “Maliye Bakanlığı Hükümet adına imzalanmış bir protokolu nasıl reddeder?” Eğer protokolun reddi bilginiz dağilinde yapılmışşa,
- “Biz Sendikaları, neden uzlaşmak üzere masaya çağırıp uygulamayacağınız protokolleri imzalattırıyorsunuz?”
- “Biz bu ülkede kimin imzasına nasıl güvenebiliriz?”
- “Bir taraftan kirlenmiş siyasetten şikayet ederken diğer taraftan Hükümetiniz adına atılan imzaların arkasında durmayışınız sizcede yaman bir çelişki değil midir?”
Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası’nın bu durum karşısında sessiz kalmasını ummak ve de çalışanlarımızla bu denli tutarsız ve alay edercesine bir tavır içerisinde olan Hükümetinizin vereceği yazılı veya sözlü vaadlerine tekrardan kanacağımızı düşünmek de sizlerin düşeceği en büyük yanılgı olacaktır. Yapacağımız eylemlerle sonuna kadar direneceğiz.
HTKS Yönetim Kurulu (a)
Başkan
Cem KAPISIZ
Ercan Havalimanı’nda Yapılması Planlanan Grevle İlgili Duyuru;
Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezninde toplanan Uzlaşı Kurulunda, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile TÜRK-SEN Federasyonun da katkılarıyla Hükümet ile uzlaşıya varmıştır. Sandikamızın talepleri olan; yeni personel alımı, tayin ve terfilerin açılması, Sivil Havacılık Dairesi’nde vardiya usulu çalışan personele vardiya tahsisatı ödenmesi, Hava Trafik Kontrolörlüğü kadro yapısının günümüz koşullarına göre düzenlenmesi ve ilgili yasaların güncellenmesi konularında uzlaşıya vararak protokol imzalanmıştır. Protokolde varılan uzlaşı gereği Aralık ayı içerisinde yapılması planlanan grevler kaldırılmıştır. İlerleyen süreçde protokolün uygun görülen tarihlerle eksiksiz uygulanması için takipçisi olacağız. Tüm halkımıza yılbaşı seyehatlerinde iyi yolculuklar dileriz.
HÜKÜMET YASALARI TAKMIYOR
Sivil Havacılıktaki sorunların görmezden gelinmesi, yaptığımız uyarıların dikkate alınmaması ve seçim öncesi verilen vaadlerle seçim sonrası yapılan işlerin birbirin tam tersi olması sebebiyle anayasal hakkımız olan grevle mücadele ederek sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Grev yasağının üzerinden bir ay geçmesine rağmen Hükümet uzlaşma adına kılını bile kıpırdatmamıştır. Grev günü geldiğinde Başbakan’ın “ sorunlar masada çözülür” diyerek grevi yasaklaması ve herhangi bir olumlu adım atmaması ise CTP-BG – DP-UG hükümetinin hükümet programındaki söylemlerine yakışır bir “boş söylem” daha eklemiştir.
Çalışma Bakanlığına uzlaşı masası oluşturulması için tarafımızdan resmi başvuru yapılmasına rağmen hükümet yasa tanımaz tavrını sürdürerek uzlaşı kurulunu toplamamış, yasaların sadece halk için olduğunu, başa gelenin keyfi şekilde istediği yasayı takmadığını açıkca gözler önüne sermiştir. Bugün yaşananlar nasıl bir hukuk devleti, nasıl bir demokrasi oyunu içerisinde olduğumuzun, gelenin gidenden tek farkının, renk farkı olduğunun altını çizmektedir. Hükümete bizleri görmezden gelerek bir yere varamayacağını grev yasağının dolmasına 30 gün kaldığını, bu noktadan sonra artık herhangi bir adım atmak için çok geç olacağını hatırlatırız.
UZLAŞI MASASI NEREDE?
Hükümet’in Kıbrıs Türk Sivil Havacılığı’ndaki sorunlara duyarsız ve ilgisiz kalmasından dolayı açıklamış olduğumuz 2’nci grev bilindiği üzere yine Bakanlar Kurulu’nun 60 gün ile erteleme kararına takılmıştır. Grev erteleme kararının üzerinden 15 gün geçmesine rağmen Sn. Başabakan Özkan Yorgancıoğlu’nun sözünü ettiği “çözüm masasının” nerde olduğunu henüz bulamadık. Uzlaşı kurulu oluşturulması için Çalışma Bakanlığı’na 10 gün önce sendika olarak resmi başvuruda bulunmuştuk. Grev günü “masayı kurduk gelin” diyen Çalışma Bakanına şu an ulaşamıyoruz.
Çözüm masasının ortada olmadığı ve hiçbir çözüme de ulaşılamayacağı aşikardır. Grev günü yapılan samimiyetsiz uzlaşı çağrılarına da bundan sonra bizler cevap vermeyeceğiz. Hükümetin bundan sonra grevlerimizi erteleyebileceği yasal hakkı bulunmamaktadır. 15 Aralık 2014 tarihinden itibaren grevlerden dolayı doğacak mağduriyetlerin hükümetin duyarsızlığından kaynaklanacağını bildiririz.
UZLAŞI SAĞLANMASI İÇİN HÜKÜMETE SON 60 GÜN!
Hem geçmiş hem de bugünkü hükümetle sorunlarımızı paylaşıp defalarca çözüm yolu aramamıza rağmen hükümetler icraat yapmaktan kaçınmakta, günü kurtarmaya yönelik sözler ve vaatler vererek yükümlülüklerinden kurtulabileceklerini düşünmektedirler. Geçmiş dönemlerde omuz omuza grev ve eylemlere katıldığımız arkadaşlarımız bugün hükümet koltuklarında otumaktadırlar. “Yapacağız, edeceğiz” den başka birşey görmüyoruz. Madem ki bu ülkedeki sorunları çözmek için hiçbir şey yapmayacaktınız neden o koltuklara talip oldunuz? Bu halk neden sizlere oy verdi? Bu vurdumduymaz tutum karşısında ne çalışanın ne de halkın sabrı kalmamıştır. Ülkenin neresine baksanız bir isyan, bir grev ve de bir eylem vardır.
Hükümet bu hareketleri iyi okumalı ve değerlendirmelidir. Aksi halde mevcut hükümetin kaderi de bir önceki gibi hüsran olacaktır. Hükümetin sorunları çözmesi için 60 gün süresi vardır. Toplu iş sözleşmesi, grev ve referandum yasasının 16. maddesinin 3. fıkrasına göre sendikamız, grevin ertelendiği süre içerisinde sivil havacılıktaki sorunlara çözüm bulması için Çalışma Bakanlığı’ndan uzlaşı komitesinin derhal kurulmasını talep etmektedir. Somut adım bekliyoruz ve bu adımlar atılana kadar grevlerimiz devam edecektir. Son gün son gece sırf grevi kaldırmamız için yapılan girişimler bizler için bir anlam ifade etmemektedir.
HTKS’nin talepleri;
• Tasarlanan kamu reformunun hayata geçirilmesi durumunda, Hava Trafik Kontrolörlerinin uğrayacağı mağduriyetin ve dairede oluşacak kadro tıkanıklığının giderileceğine dair komite bazında çalışma başlatılması,
• Hava Trafik Kontrolörlerinin özlük haklarının yeni Teşkilat Yasası’nda hiçbir çalışanın mağdur edilmeyeceği biçimde düzenlenmesi,
• Aranan nitelikleri karşılayan personele derhal terfi sınavı ve mülakatlarının yapılması,
• Önce göç yasası yürürlükten kaldırılıp hemen ardından Hava Trafik Kadrolarına personel alınması için münhal açılması. (Göç yasası yürürlükte iken personel alınması eşit işe eşit ücret ilkesine ters olup kabul edilemezdir. 47/2010 derhal kaldırılmalıdır.)
HTKS’nın artık “yapacayık, halledeceyik, haklısınız’’ gibi sözlere güveni kalmamıştır. Her şey olup bittikten sonra mücadele edip üstüne üstlük grev yasakları ile anayasal haklarımızın gaspına göz yummayacağız. Aynı duyarsızlık devam ettiği sürece grevlerin de ardı arkası kesilmeyecektir. GREV EVRENSEL BİR HAKTIR!
GREV ANAYASAL HAKKIMIZDIR!
Üç yıldır hep aynı konular ve problemler üzeriden mücadele veriyoruz, Bu kadar zamandır sorunlarımıza en ufak bir çözüm bulunmadı, sendikamız grev yasaklarıyla sindirildi . Hava Trafik Kontrolörlerinin kadrolarının mağduriyete yol açmadan, yeni kamu yasasında ve teşkilat yasasında nasıl şekilleneceği konusunda da endişelerimiz devam ediyor, Personel eksikliği konusunda da henüz bir adım atılmış değildir. Göç yasası bir çok insanımızı mağdur etmeye devam ediyor ve kamuda büyük bir eşitsizlik yaratıyor. Tayin ve terfiler yapılmayarak personele karşı baskı aracı olarak kullanılıyor.
Yarınki grev anayasal hakkımız olan bir uyarı grevidir . Grev, 15 Ekim Çarşamba günü saat 09:00 ile akşam 19.00 saatleri arasında Ercan Hava Trafik Kontrolün tüm birimlerinde yapılacaktır. Hükümeti artık somut adım aterken görmek istiyoruz. Hükümetin uzlaşma yolunda atacağı her bir adıma bizler Hava Trafik Kontrolörleri olarak en olumlu yaklaşımla karşılık vereceğiz.
HÜKÜMET’TE İCRAAT YOK! BOŞ LAF ÇOK !
Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası olarak bu güne kadar özlük haklarımız ve yasalarımız konusunda yaptığımız görüşmelerde tüm Hükümet yetkilileri tarafından önce vaatler verilmekte sonrasında da problemlerin giderilmesi adına hiçbir somut adım atılmamaktadır. Tüm bu süreç boyunca Hükümet’in ve ilgili kurumlarının bu konular için halihazırda çözüm üretebilmiş olması gerekirdi. Gelinen noktada verilen sözler tutulmamış ve maalesef hiçbir girişim başlatılmamıştır.
Grev yasağının kalkması ve verdiğimiz süreninde dolması ile sendikamızın, aşağıdaki sorunların çözümüne yönelik 14 Ekim 2014 mesai bitimine kadar somut adım atılmaması halinde, 15 Ekim 2014 Çarşamba günü saat sabah 09:00’dan akşam saat 19:00’a kadar uyarı grevi yapacağını bildiririz.
• Tasarlanan kamu reformunun hayata geçirilmesi durumunda, Hava Trafik Kontrolörlerinin uğrayacağı mağduriyetin ve dairede oluşacak kadro tıkanıklığının giderileceğine dair Başbakan’dan yazılı taahhüt,
• Hava Trafik Kontrolörlerinin özlük haklarının yeni Teşkilat Yasası’nda düzenleneceğine dair Başbakan’dan yazılı taahhüt,
• Terfi alabilmek için aranan nitelikleri karşılayan personele derhal terfi sınavı ve mülakatlarının yapılması,
• Önce göç yasası yürürlükten kaldırılıp hemen ardından Hava Trafik Kadrolarına personel alınması için münhal açılması. (Göç yasası yürürlükte iken personel alınması eşit işe eşit ücret ilkesine ters olup kabul edilemezdir. 47/2010 derhal kaldırılmalıdır.)