Sendikamiz hava trafik hizmetlerinin daha etkin bir biçimde yapılabilmesi için geçen yıl içerisinde bir dizi eylem yaparak en sonunda devlet ile bir protokol imzalamış ve protokol gereği Sivil Havacılık Dairesi Hava Trafik Kontrol bünyesine 15 yeni personel alınmıştır. Süreç içerisinde devlet, sınavların yapılmasında geç kalmış, personel bürokratik işlemlere takılmış, Ankara’da 15 ay sürecek olan eğitim programı başladıktan ancak bir ay sonra personelini eğitime gönderebilmiştir. Devletin bu hantallığından dolayı 15 Kontrolör adayı şu anda açığı kapatmak için sabah 9’dan akşam 8’e kadar ders görmekte ve 5 günde bir sınava girerek üstün bir çaba sarf etmektedirler. Yaşanan rezalet bununla da kalmayıp zaten göç yasasından hizmete alınan bu personelin yasal hakkı olan ve günümüz koşullarında artık sadaka diyebilecegimiz günlük “8 stg” harcırahları ise bütçede kalem olmaması yada bütçe darlığı gibi komik bahanelerle geçiştirilmekte ve ödenmemektedir. Bir devlet kendi hizmetlerinin dönmesi için çalışanlarını yurt dışında eğitime göndermekte ama daha sonra bu personeli kaderine terkedip, sadaka niteliğindeki harcırahlarını bile ödeyememektedir. Ankara’daki personelden kalacak yer, yemek, ulaşım ve diğer sosyal giderlerini kendi ceplerinden karşılamaları beklenmektedir. Hâl böyleyken Devletin, toplamda 15 kişi için bir müşavirin maaşını aşmayan harcırahı bir türlü ödeyememesi utanç vericidir. Bir devlet kendi çalışanını kaderine terk edip daha sonra ondan mesleğine yada devletine saygı duymasını nasıl bekleyebilir?
Birçoğu evli ve çocuklu olan bu insanlar gerek yiyecek, içecek gerekse uçak biletlerini kendi ceplerinden ödemektedirler. Zaten göç yasası ile işe başladıklarından dolayı aldıkları ücret açlık sınırının altındadır. Yurt dışı kafile gezileri için bol keseden dağıtılırken yada eşe, dosta, akrabalara bakanlar kurulu kararıyla çıkarılan ödenekler aksamazken, nedense söz konusu çalışan olduğunda hep bir bütçe eksikliği kalem yoksunluğu vs gibi engellere takılmaktadır.
Hükümetin düştüğü bu utanç verici durum hiçbir mazaretle izah edilemez. Ne ekonomik tedbir ne de bütçe darlığı sözlerini duymaya bir an bile tahammülümüz yoktur…Ya kurs ödeneklerini günümüz şartlarına uyarlayıp personele sahip çıkarsınız, yada Hükümeti Ercan’da yeni bir grev krizi karşılar…