Kapitalist sistemin sadece “Dünya Kadınlar Günü” diye adlandırıp, kadının toplumdaki yerini; “evinin hanımı, kocasının karısı ve çocuklarının annesi” kimlikleriyle yüceltip, bu olguları empose ederek, kadının varlığıyla tehdit ettiği ataerkil toplum yapısını sürdürmeye yönelik çabaları, böyle bir günün özünde barındırdığı esas anlamı unutturmak istemektedir. Ezilen ve sömürülen sınıfların mücadelesinin bir parçası olmaktan çıkarıp, “bayram”, “eğlence”, vb. adlar altında ya da “Kadın Günü” biçiminde “sınıflar üstü” bir özelliğe kavuşturarak, niteliğini değiştirmek istemektedir. Oysa, tarihsel süreç boyunca süregelen emek sömürüsüne karşı verilen mücadelenin en önemli dönüm noktalarından birini simgeleyen ve aslında 1800’lü yılların ortalarında bu yolda canını veren birçok emekçi kadının anısınadır ki 8 Mart tüm dünyada “Emekçi Kadınlar Günü” olarak benimsenmiştir.
8 Mart, bir birine bağlı, bir birini tamamlayan iki yönde bir başkaldırı özelliğiyle mücadelede tarihinde yerini almıştır. Birincisi ve temel olanı; kadın emekçilerin, burjuvazinin ve sermayenin sömürüsüne, baskılarına karşı, proleter sınıf mücadelesinin bir parçası olarak özgürlük ve sosyalizm hedefine yönelik bir başkaldırı özelliği taşıması, ikincisi; buna bağlı ve bunu tamamlayan nitelikte, kadın cinsinin ayrıca yaşadığı baskılara, horlanmaya ve ikinci sınıf cins olarak görülmesine ve bundan kaynaklanan ayrımcı her türlü muameleye karşı başkaldırının simgesi olmasıdır.
Ne yazık ki, başlatılan bu mücadelelerin üzerinden yaklaşık 150 sene geçmesine rağmen halen daha günümüzde tüm dünyada ve ülkemizde kadınların emekleri sömürülmekte, özgürlükleri kısıtlanmakta, ikinci sınıf cins olarak görülüp ayrımcı muamelelere maruz kalmaktadırlar.
Bizler, Hava Trafik Kontrolörü emekçi kadınlar olarak başta emek sömürüsü olmak üzere her türlü sömürü, baskı ve ayrımcılığa karşı hayatları pahasına mücadele vermiş olan tüm emekçi kadınları saygıyla anar bu yolda mücadeleye devam edeceğimizi kamuoyunun bigisine sunarız.