UBP-HP Hükümeti’nin “tasarruf” adı altındaki ilk icraatı, çalışanın enflasyona karşı tek güvencesi olan hayat pahalılığı hakkından kesiti yapılması olmuştur. Geçtiğimiz yıl aynı zamanlar, yine çalışanların ek-mesailerinden haksızca kesinti yapılmış adına da “tasarruf” denilmişti. Çarşıya pazara nasıl yansıyacağı göz önünde bulundurulmadan yapılan bu uygulamalar bir çaresizliğin değil sermaye gruplarından taraf olmanın sonucudur.
Hükmet edenler, bir taraftan kaynak yokluğundan dolayı acınaklı açıklamalar yaparken diğer taraftan trilyonluk otellere halen teşvikler ve vergi bağışları uygulamakta, üniversite kurumlarının zengin ailelerin elinde gönüllerince vergi kaçırdığı kullanışlı araçlar halini almasına ise seyirci kalmaktadırlar. Hükümettekiler, memleketi idare ettiklerini sanırken, gazinolara giren çıkan paranın urubunu bile kontrol edememektedirler. Hükümetimizin zengini daha da zengin etmeye yönelik bu yoğun çabaları arasında, çok kazananın çok, az kazananın az ödeyeceği adil bir vergi sisteminin hayali bile kurulamamaktadır. UBP-HP Hükümeti ülkemizin kaymağını yiyen zengin grupları karşısına almamak adına daha önceki hükümet örneklerinde olduğu gibi tek yapabildiği çalışanlardan kesinti yaparak sermaye gruplarına kaynak yaratmak olmuştur.
Hükümet, halkın %1’ini bile temsil etmeyen zengin grupların temsilciliği olarak görev yapmaya devam edecekse yaklaşan seçim döneminde çalışan kesimlerden oy talep etmek gibi bir derdi de olmamalıdır. Bakanlar kurulunda alınan bu adaletsiz karar geri alınmadığı taktirde UBP-HP hükümetinin kredisi Hava Trafik Kontrolörleri açısından bitmiştir. Kamuoyuna duyurulur.