Kasım 2015 – Ocak 2017 tarihleri arasında yurtdışında 15 ay süreyle eğitime gönderilen Hava Trafik Kontrolörlerinin masraflarına karşılık olarak aylık ödenmesi gereken ancak hiçbir zaman vaktinde ödenmeyen harcırahlarının sonuncusu olan Ocak ayı harcırahları, hükümetimiz tarafından evrakların muhaceret birimlerinden bakanlığa ulaştırılamaması nedeniyle halen ödenememiştir!
Sorunun çözümü için başvurduğumuz Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri ise duruma seyirci kalırken gerekçe olarak, evrakların bir kurumdan diğer kuruma taşınması amacıyla istihdam edilmiş odacılara söz geçiremediklerini belirtmektedirler!
Hava Trafik Kontrolörleri bugün Ercan Havaalanındaki kendi asli görevleri olan hava trafik kontrol görevini bırakıp, devletin makamlarında oturan yetkililerin ve memurlarının takibini yapması gereken evrak işlemlerini bizzat muhaceret makamlarında kendileri alarak söz konusu evrakları Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığına kendileri elden iletmiştir. Umarız ki bundan sonraki aşamada üzerinden aylar geçip yılan hikâyesine dönen harcırahların ödenmemesi için başka bir bahane kalmamıştır.
Hükümet Bilinçsizce Kararlar Alıyor
Halkın son günlerde hükümete karşı oluşan yoğun tepkisini yumuşatmak amacıyla, alelacele alındığı açıkça belli olan kamudaki mesai saati değişikliği kararının 24 saat esasına göre vardiya çalışılan iş yerlerinde nelere sebep olacağı hesaba katılmamaktadır. Hükümetin kamuda mesai saatlerini değişme kararı bilinçsizce alınmış bir karar olup vardiya düzenindeki çalışma yapısını alt üst edecek sonuçlar doğurmaktadır. Mesai saati değişiklikleri ile gece vardiyaları daha da uzayacak sabah saatlerinde değişim için bekleyen personel daha da yorgun ve uykusuz bir durumda olacaktır. Can güvenliğinin hassas ayrıntılara bağlı olduğu havacılık sektöründe bu kadar keyfi kararlar alınmasını hayretle karşılıyoruz. Bu karar hükümet edenlerin sivil havacılıktan ne kadar kopuk ve ne kadar alakasız olduğunun göstergesidir. Hiçbir bilinçsiz yöneticinin bu kadar insanın hayatı ile oynamaya hakkı yoktur. Hava trafik kontrolörleri ilerleyen günlerde yorgunluktan doğacak herhangi bir hadisenin sorumluluğunu asla kabul etmeyecek ve tüm sorumluluk hükümete ait olacaktır.
Ayrıca, hava trafik kontrolörleri sendikal platform kararları doğrultusunda Salı günü yapılması planlanan genel grev kararına Ercan Havalimanı’nda da aktif destek verecektir.
20 Ekim Dünya Kontrolörler Günü Kutlu Olsun
Devletimizin Sivil Havacılık Dairesi, özellikle Hava Trafik Kontrol Şubesi hizmet anlamında uluslararası arenaya açılan tek kapımızdır. Hava trafik kontrolörleri olarak tüm tanınmazlıklara rağmen verdiğimiz hizmetler ve mücadeleler sonucu, Kıbrıs’ın üzerinden kıtalararası transit geçiş yapan, yabancı havayolu şirketleri tarafından tercih edilmenin ve ERCAN hava sahasının güvenilirliğini tüm uluslararası havayolu şirketlerine kabullendirmenin haklı gururunu yaşarken bir yandan da yıllardır yönetenler tarafından mesleğimize gereken saygı ve hassasiyetin verilmemesinin burukluğunu yaşıyoruz. Havacılık sektörü bugün dünyada hızla ilerleyip değişmeye devam etmekte, kontrolörler hizmet verdikleri meydanlarda el üstünde tutulmaktadırlar. Bizde ise göç yasası gibi yasalarla kontrolörler açlık sınırının altında yaşamaya mahkum edilmektedir. Halen kontrolörlerin yasal statüleri ve çalışma koşulları ile ilgili sorunlar yaşmaya devam ediyoruz. En kısa zamanda ortak bir anlayış çerçevesinde Hükümetle uzlaşmak için sabırla bekliyoruz. Umarız bu bekleyiş daha uzun sürmez.
20 Ekim Dünya Kontrolörler Günü dolayısıyle tüm kontrolör arkadaşlarımızı kutlar bu özel günümüzde yanımızda olan tüm havayolu şirketleri ve pilotlarına, şirket temsilcilerine ve sendikal mücadelede yanımızda olan Türk-Sen federasyonuna bize verdikleri destekden dolayı teşekkür ederiz.
Özel Sektörde İşveren Sendikalaşmayı Hazmedemiyor!
Emek-İş sendikasının örgütlü olduğu Haspolat Arıtma Tesisinde, işverenin keyfi kararlarına karşı onurlu bir direniş iki gündür devam etmektedir. Haspolat Arıtma Tesisi çalışanlarından birinin sendika yönetim kurulunda olması ve diğer çalışanların da sendikada örgütlenmesi, patronları tarafından hazmedilememektedir. Çalışanın örgütlü ve birlik içinde hareket etmesini, şirket karlarına tehdit olarak gören özel sektör partonları yasalardaki açıkları da kullanarak çalışanı keyfi şekilde işten uzaklaştımaya gittmiştir. Bu yaklaşım ülkemizde işçiye ve çalışanlara verilen değeri açıkça ortaya koymakta ve özel sektördeki sendikalaşma yasasının aciliyetini gözler önüne sermektedir. İşverenin çalışma arkadaşlarına yaptığı haksızlığa grev ile karşılık veren tüm emekçileri selamlar, Dev-İş Federasyonuna bağlı Emek-İş sendikasının başlatığı greve desteğimizi belitiriz..
Müzakere Sürecinde Liderlere Çağrı
Kıbrıslı Türk toplumu lideri Mustafa Akıncı ve Kıbrıslı Rum toplumu lideri Nicos Anastasiadis’in, Kıbrıs Sorunu’nun kapsamlı olarak çözülmesine yönelik göstermiş olduğu yapıcı tavrını önemseyen örgütler olarak, New York’ta 25 Eylül 2016 tarihinde gerçekleştirilecek olan Liderler Zirvesi’nin tarihi önemini vurgularız.
Bu görüşmenin ciddiyetinin farkında olan örgütler olarak, 2016 yılında kapsamlı çözüm planının hazırlanması için önemli siyasi kararların alınması gerektiğinin bilincindeyiz. Bu siyasi kararların alınması, siyasi cesareti ve kararlılığı gerektirmektedir.
Kıbrıs’ta kalıcı bir barışın oluşturulabilmesi ve statükonun son bulması için, iki toplum liderini de bazı başlıklarda takınmış oldukları pozisyonları gözden geçirmeye ve çözüm için gerekli olan anlamlı adımları bir an evvel atmaya çağırıyoruz.
Bu bağlamda Kıbrıs Rum tarafına, Kıbrıslı Türkler için SİYASİ EŞİTLİK ve DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK konusunun, Kıbrıs Türk tarafına da, Kıbrıslı Rumlar için TOPRAK ve MÜLKİYET konusunun önemini hatırlatır, bu konularda al-ver ile birbirlerinin haklarına karşılıklı saygıyı ortaya koyacak adımları, gerekli iradeyi göstererek atmalarını; bunun yanında Garantör ülkelere de, GARANTİ VE GÜVENLİK ile ilgili konularda iki tarafta da yapılacak referandumlarda EVET’in çoğunluğunun sağlanabilmesi için, günün koşullarına uygun esneklik göstermeleri gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isteriz.
Garanti, güvenlik, toprak düzenlemesi ve mülkiyet ile ilgili olarak ülkeyi rant kapısı haline getirenlerin gündeme getirdiği kimi hassasiyetlere baktığımızda, bunların altında yatan asıl nedenin statükoyu devam ettirme olduğunu vurguluyor ve Kıbrıs’ta kalıcı barışı ve federal bir çözümü arzulayan örgütler olarak, bu konuların hiçbirinin tabu olarak görülmemesi gerektiğine inanıyoruz.
Liderleri siyasi kararlılıkla, sonuç alıcı biçimde hareket etmeye çağırdığımızı bir kez daha altını çizerek vurguluyoruz. Kıbrıs’ta iki toplumun siyasi eşit olarak yer alacağı Federal Kıbrıs’ın oluşturulması liderlerin de elindedir. İçtenlikle inanıyoruz ki, Kıbrıs’ta barış ve federasyon mümkündür.
İmzacı Örgütler
Dayanışma, Mağusa İnisiyatifi, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasi (KTÖS), Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Birliği, Mağusa Gençlik Merkezi (MAGEM), Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası (HTKS), Halk Sanatları Vakfı (HASDER), DAÜ Akademik Personel Sendikası (DAÜ SEN), Doğu ve Güneydoğulular Kültür Derneği, Barış Derneği, Feminist Atölye(FEMA), Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (Dev-iş)
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanına Cevap
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Sn. Kemal Dürüst, çalışanlar arasında ayrımcılık yaratan Göç Yasasına, halkın mallarının sermayeye peşkeş çekilebilmesi için yaratılan Özelleştirme Yasasına ve özel sektörde sendikalaşma için meclise sunulan yasa tasarısının reddedilmesine el kaldırarak halkın ve çalışan kesimin aleyhinde olan bütün meslelerde oy kullanmaktan çekinmemiştir. Girne Emirnamesi kapsamında da halkın büyük tepkisine rağmen sermaye sınıfının çıkarları için oy kullanmaktan çekinmeyen Kemal Bey, Ercan’daki üç saatlik grevi bahane ederek yolcular üzerinden prim yapma fırsatını da kaçırmamış evrensel yolcu hakları savunucusu oluvermiştir. Bu zihniyet doğrultusunda sendikamız aleyhine yıpratmaya yönelik çarptırılmış ifadelerle demeçler vermeye başlamıştır. Göreve geldiği günden bu yana sendikamıza karşı şiddetli bir ön yargı ve tahammülsüzlük göstererek, çalışanların sorunlarını dinleyip orta yol bulmak yerine umursamazlıktan gelip kendi ezberlediği popülist yaklaşımları tercih etmiştir.
Kemal Bey bir taraftan televizyon önünde sendikamıza diyalog çağrısı yaparken bir taraftan da yetkisiz kişileri toplantılara göndererek bizlerle dalga geçmiştir. Ercan’da gerçekleşen şok grevin sebebi tamamen budur. Üyesi olduğu Hükümetin Çalışma Bakanlığı Sendikalar Mukayitliği toplantı tutanaklarında bu konunun kanıtları mevcuttur. Bizleri maaşlarımızı açıklamakla tehdit eden Kemal Bey’in sarfettiği ifadelerin anayasal haklarla çeliştiğinin farkında bile değildir. K.K.T.C Anayasasının vatandaşlarına verdiği hakları bakan koltuğunda oturduğu için gelişi güzel kullanabileceğini ya da yok sayabileceğini düşünen bir şahıs memleketimizde bakan koltuğunda oturmaktadır.
Şu an Hükümet adına Başbakan Yardımcısı Sn. Serdar Denktaş ile görüşme masasındayız. Sorunların birçoğunun çözümü için prensipte anlaşmış bulunmaktayız. Sn. Denktaş diyaloğa açık bir şekilde sendikamızı dinleyerek çözülebilecek basit sorunlar olduğunu fark etmiştir. Eğer bizlere ilettiği gibi bir protokol hazırlanıp adımlar bu çerçevede kısa sürede atılırsa bundan sonra grev olması söz konusu değildir. Durum bu iken Kemal Bey’in basında, kritik bir konumda görev yapan çalışanlarımızın onurunu zedeleyici açıklamalar yapması anlaşma zeminini baltalar niteliktedir. Kemal Bey bu halka Ercan’da bir grev daha yaşatmak istiyorsa buyursun çalışanlarımız aleyhine yaptığı onur kırıcı açıklamalara devam etsin. Kemal Bey maaşlarımızı açıklarken kendininkini de eklemeyi unutmasın ve Devlet imkanlarının yettiği kadarıyla aldıkları yeni makam arabalarında seyahat ederken, dikkat etsin devlet imkanlarının tamiri için yetersiz kaldığı yollardaki çukurlara düşmesin.
Özlemimiz Adil Bir Düzen ve Barıştır
Kıbrıs Türk Halkı olarak adamızın içinde bulunduğu bölünmüşlüğü sonlandıracak Kıbrıs’ın kuzeyine uluslararası hukuk ve adil bir düzen getirecek bir anlaşmanın yıllardan beridir hasretini duyuyoruz. Cumhurbaşkanı Sn.Mustafa Akıncı’nın çözüm yolundaki samimi çabalarını hem halk olarak bizler hem de uluslarası toplum desteklemektedir. 1974’ten sonra Kıbrıs’ın kuzeyinde oluşturulan haksız ganimet düzenin son bulması karşılıklı suçlalamaların ve nefretin yerini kardeşlik ,işbirliği ve barışa bırakmasının artık zamanı gelmiştir. Ortak ekonomik akıl da bunu gerektirmektedir. Bu anlamda Sn. Cumhurbaşkanı ve ekibine inancımızın tam olduğunu ve sivil havacılık konusundaki her türlü teknik desteği vermeye gönüllü olduğumuzu belirtiriz.
Dileğimiz geçmişte iki toplumda da yaşanan acıların tekardan yaşanmaması için karşılıklı anlayış ve barış kültürünün geliştirilmesi ve Kıbrıs’ta ayrı olarak kutlanan son 1 Eylül Dünya Barış günü olmasıdır.
Grev Yasağının Dolmasına SON 49 GÜN!!!
30.08.2016
19 Ağustos 2016 Cuma günü Ercan Havalimanında gerçekleştirilen grevden bu güne tam 11 gün geçmiştir. Bu süreç içerisinde Hükümet yetkilileri tarafından televizyonlarda söylenenlerin aksine sendikamıza uzlaşı adına herhangi bir çağrı yapılmamıştır. Grev yasağının dolmasına 49 gün kalmasına rağmen, Hükümetin bu kadar umursamaz davranması yeni bir kaosa neden olacaktır. Hükümet kafasını kuma gömerek sorunların kendi kendine aşılmasını beklemektedir. Bizler durumun aciliyetini ifade ederken hava trafik kontrolör adaylarının, Bakanlar kurulu kararı ile kira katkı paylarını arttırdığınız “yurt dışı temsilcilerinden” daha önemsiz olduğunu anlaşılmaktadır. Söz konusu kararla birlikte devlet kendi personeline çifte standart uygulamaktadır. Hava trafik kadrosunda terfi almaya hak kazanmış, terfi edileceği derecenin görevini ve daha üstünü hâlihazırda icra eden personelin hakları sömürülmeye devam etmektedir. Milyonlarca liralık mali kaynak elimizin arasından kayıp gidiyor. Hükumet sadece seyrediyor. Çoğu yetkili nerden bahsettiğimizi anlamış bile değildir.
İlgili Yasalarda önerdiğimiz değişiklikleri yapmak için vizyon sahibi bir hükümet gerekmektedir. Ve maalesef mevcut hükümetle bu mümkün olmayacaktır. Bakanlıklara yüz binlerce Euro değerinde lüks arabalar almak, partililere mevki vermek gibi işler, anlattığımız sorunların gölgesinde kalmaktadır. Problemlere karşı bu denli pasif kalarak günün sonunda grev yaptığımızda, her zamanki gibi çalışana çamur atıp aradan sıyrılabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Hükümeti Masaya Bekliyoruz
21.08.2016
İkinci Dünya savaşı sırasında ingiliz sömürge devleti yönetiminin çıkardığı kanunların arkasına saklanarak, ikinci grev yasağını da başarılı bir şekilde uygulamaya koyan UBP-DP Hükümetini gösterdikleri bu üstün demokrasi anlayışı nedeniyle tebrik ederiz!
UBP-DP Hükümeti’nin Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Sn. Kemal Dürüst grev yasağı sonrası bir televizyon kanalında yaptığı talihsiz açıklamada Sendikanın yapmış olduğu grevin nedenini “kendi zümresel çıkarları” olarak nitelemiştir. Sn Kemal Dürüst’e her sendikanın kuruluş amacının üyelerinin maddi ve manevi çıkarlarını savunmak ve haklarını koruyup gelistirmek olduğunu hatırlatmakta fayda vardır. Ayrıca 2010 yılı içerisinde kendisinin şahsen mecliste el kaldırıp onaylayarak bugün birçok çalışanın mağduriyetine yol açan Göç Yasası için de grev yaptığımız esnada Kemal Dürüst ve onun gibi düşünenler tarafından “kendi işlerine bakmıyor herşeye grev yapıyorlar” diye eleştirildiğimizi de hatırlatmakta fayda vardır. Sonuç olarak biz çalışanlar ne yapsak Kemal Dürüst ve arkadaşlarına yaranamıyoruz. Sn. Kemal Dürüst ve arkadaşlarının bizden beklediği hiçbir sorun ve haksızlık karşısında sesimizi yükseltmememiz hiçbir yanlışa tepki göstermeyip boyunmuzu eğerek kuzu kuzu işimizi yapmamızdır. Bu da tabiki mümkün değildir. Neden?
Aylardır Sn.Kemal Dürüst ile uzlaşıya varmaya çalışan biz değilmişiz gibi sayın bakan televizyon ekranlarından bizleri diyaloğa çağırarak toplum üzerinde algı kontrolu yapmaya çalışmaktadır. Kendisinin ifade ettiği bu “diyalog masasının” nerede olduğunu sendikamıza da aktarması, beklediği iyi niyeti gerçeğe dönüştürmek için iyi başlangıç olur. Sn. Kemal Dürüst, Grev ve Referandum Yasası Madde 21’den doğan hakkını kullanıp sendikayla ile görüşmek için neden Uzlaşı Kurulunu toplamıyor?
Televizyon ekranlarından anlatılan basın önünde sürekli zikredilen “Diyaloğu” kurmak için daha kaç grev yapmamız lazım? Kaç yolcuyu mağdur edeceksizniz Sn Dürüst? Hükümetin artık başka bir yasak hakkı kalmadığından dolayı iki ay sonra gerçekleşecek 3. Grev ile ilgili olarak “radikal kararlar” almaktan bahsedilmektedir. Uzlaşı oluşturmak yerine şimdiden grevi nasıl erteleriz arayışına girmek, zaten Hükümetin niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Dileriz UBP-DP Hükümeti anti- demokratik yöntemlere başvurmaz bizleride farklı ve daha sert eylemlere teşvik etmez.
UBP-DP Hükümetine çağrımızdır! Derhal karar verme yetkisine sahip kişilerle basına açık şekilde uzlaşı masasını toplayın. Kontrolörler Hükümetin her bir adımına olumlu karşılık verecektir. Aksi halde bu iki aylık süreçte kaosla sonuçlanır.
GREVDEYİZ
UBP-DP Hükümeti defalarca ikaz etmemize rağmen sendikamızın işbirliği için yaptığı hiçbir çağrıyı dikkate almamış ve Sivil Havacılık Dairesi’ndeki sorunları görmezden gelmiştir. Türkiye’de eğitimde olan arkadaşlarımız ısrarla mağdur edilmiştir. Yıllardır beklediğimiz yasa değişiklikleri yapılmamaktadır. Üst derecelerde görev verilmesine rağmen bu kadrolara terfiler inatla açılmamaktadır. Smart binasındaki sağlıksız koşullar devam etmektedir. Havacılık tazminatları için hiçbir girişim başlatılmamıştır. Çalışanlara karşı bu kadar duyarsızca davranan bir Hükümete ancak grev ve eylemlerle cevap verilebilir.
Önce vaatlerde bulunup daha sonra çözüm arama çabasına dahi girmeyen Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Kemal Dürüst ve UBP-DP Hükümetine söz söylemek ile yapmak arasında dağlar kadar fark olduğunu ve bu nedenle grevin tüm sorumluluğunun kendilerinde ait olduğunu hatırlatırız.
Toplu iş Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasası madde 16/1 uyarınca Hava Trafik Kontrolörleri Sendikası 19 Ağustos 2016 saat 21.00’dan itibaren Ercan Havalimanı iniş ve kalkış trafiklerine hizmet veren “Kule” ve “Yaklaşma” birimlerinde, sabah 07.00’ye kadar (10 saat) grevdedir. Grev esnasında üyelerimize baskı, tehdit veya grevi yasa dışı olarak engellemek için herhangi bir girişim yapılması halinde K.K.T.C. Hava Sahasının tamamını kapatacağımızı ve grevi 24 saate çekeceğimizi bildiririz.